DANdadaDAN
21 Aralık, 2006
İlk albümleri “Sen Bana Birini Android” ile sıkı bir çıkış yapan ve herkesin beğenisini kazanan DANdadaDAN İşte Genç'teki yeni konuğumuz oldu ve grup üyeleriyle DANdadaDAN'ın dününü, bugününü ve geleceğini konuştuk.
DANdadaDAN, 2001 yılında kurulan ve 2005'e kadar aktif olarak müzik üreten Tamburada grubundan dört üyeyle kurulmuş. 2004 yılında Fantastik adlı ilk ve tek albümlerini yayınlayan Tamburada yedi üyeden oluşuyordu. Vokalistlerinin Londra'ya yerleşmesi nedeniyle artık yeni çalışma üretmeyen grup Türkiye'de farklı müzik yapan gruplar arasında önemli bir yer tutuyordu. Fantastik albümlerinde etnik ögelerle elektronik sesleri ve caz müziğini harmanlayan grup DANdadaDAN'ın oluşumuna ön ayak olmuşsa da müzikal olarak büyük farklılıklar sezinlemek mümkün. Bu farklılıkları sorduğumuzda grubun cevabı şu şekildeydi; "Farklardan birincisi, DANdadaDAN'ın Türkçe müzik yapıyor olması. İkincisi dört kişiyiz, daha az insandan oluşuyoruz. Aslında Tamburada ile kıyaslamamıza da gerek yok. Çünkü biz Tamburada bitti diye DANdadaDAN'a başlamadık. Tamburada devam ederken de biz bu kadroyla çalıyorduk. Ama Özlem'in ayrılmasıyla biz Tamburada'ya uzun bir mola verdik diyebiliriz". Tamburada'nın tekrar hayata dönmesinin mümkün olup olamayacağını sorduğumuzda da bunun kestirilemeyeceğini ve her şeyi zamanın göstereceğini söyledi DANdadaDAN.
DANdadaDAN vokalde ve saksofonda Korhan Futacı, davulda Berke Can Özcan, klavyede Burak Irmak ve bas gitarda Feryin Kaya'dan oluşuyor. Albümlerinin yapımcılığını ise Burak Güngörmüş üstlenmiş. Korhan Futacı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümü mezunu, Burak Irmak konservatuvar öğrencisi, Berke Can Özcan Bilgi Üniversitesi'nde Müzik Bölümü'nde, Feryin Kaya ise Yıldız Teknik Üniversitesi'nde İktisat Bölümü öğrencisi. Peki albüme giden yol nasıldı? Sorumuza Korhan cevap verdi; "Biz Feryin, Berke ve ben önceki yaz stüdyomuzda çalıyorduk sürekli. Üç kişi çalmak hoşumuza gidiyordu. Bu şekilde başladı. Ama çok uzun seneler birlikte çalmışlığımız var sonuçta Tamburada'dan. Daha sonra Burak Antalya'dan İstanbul'a geldi yaz için. Burak da geldikten sonra Dorian'da çalmaya başladık. Birçok parça orada şekillendi diyebiliriz. Dorian kapandı ve Peyote'ye geldik. Yeni mekânımız da Peyote oldu ve bu süreç bizi albüme götürdü.
Replikas'tan Selçuk ve Barkın ile tanıştık ve onlarla kayıtlar yaptık. Bu kayıtlar da albümü oluşturdu. Bu dönemde artık DANdadaDAN olmuştuk. Albüm bizi gayet iyi insanlara ulaştırdı. Aldığımız tepkiler son derece olumlu. Röportajlarla kendimizi anlatıyoruz ve gitgide daha çok merak edilen bir grup olmaya başladık". Gitarsız bir grup olmaları konusunu sorduğumuzda ise hepsi gülerek "Çok iyi, gereksiz hiç bir gürültü olmuyor." diye cevaplıyorlar. Enstrümanların bir bütünlük içerisinde olduğunu ve bu müziğe başka bir enstrüman ekleme ihtiyacı duymadıklarını söylüyorlar. Korhan'a göre kendi buldukları bir formülle çalıyorlar. "Kendi kendimize asal bir formül, bir dil bulduk ve ne anlatmak istersek bununla anlatabiliyoruz. Yani ne istersem ben bu grupla çalabiliyorum. Sırıtmıyor, dışarıda kalmıyor. Bu grubun müziğinin bir parçası oluveriyor".
İlk albüm “Sen Bana Birini Android” gayet başarılı bir satış rakamına ulaşmış durumda ve çok daha iyiye gidiyor. Grup şu aralar bolca konserle İstanbul izleyicisiyle buluşuyor ve bir Anadolu turnesi de kesinleşmemiş olmakla beraber grup bunu çok istiyor. Albümdeki parçalar oldukça hareketli ve grubun pozitif enerjisiyle dolu. Kulaklığınızı takıp dinlemeye başladığınızda DANdadaDAN dünyasına dalıyorsunuz ve bitmesini istemeyeceğiniz bir konser başlamış oluyor. Zaten grup üyeleri de sevenlerine albümden çok canlı olarak kendilerini dinlemelerini öneriyor. Canlı performansta yaratılan o müzikal mükemmelliğin kaydedilemeyeceği görüşünde birleşiyorlar. Bunu Korhan şöyle açıklıyor; "Canlı çalmak çok garip bir şey. Bütün o odayı tınlatman gerekiyor. İçinde bulunduğun mekânı yarasa gibi önce algılıyorsun neresinden ne ses çıkıyor ve o odanın sana koyduğu kurallara göre çalıyorsun. Oradaki en uygun sesi bulmaya çalışıyorsun. Fakat bunu kaydedecek ve albümde aynı hissi verecek teknoloji henüz yok".
Parçalardaki agresif sözleri sorduğumuzda da ilginç bir yanıt alıyoruz. "İstanbul'da yaşayıp da agresif olmamak mümkün değil. Sokakta trafikten geldik şimdi. İki saat arabanın içindeydik ve kime küfür edeceğini şaşırıyorsun. En azından şarkılar bize sesimizi yükselteceğimiz, insanlara bir şeyler söyleyeceğimiz, bağıracaksak bağıracağımız, okşayacaksak da okşayacağımız mekânlar yaratıyor. Bunlar içinde küfür de olacak ama onu bir dozda tuttuğumuza inanıyorum ben. Küfür olsun diye küfür, asabiyet olsun diye asabiyet değil. Gündelik hayatımızdan sözler bunlar". Albümdeki sözlerin rahat anlaşılmadığı eleştirilerine karşı da gülerek şu yanıtı veriyor Burak "Aslında çok ağır şeyler söyleniyor. Anlaşılmaması daha iyi". Berke de söze katılıyor; "Yabancı dilde bir şarkı duyduğunda sözleri duymasan bile şarkıyı çok sevebilirsin. Melodi sözlerin önüne geçer. O nedenle bizim sözlerimizin anlaşılmamasının çok da problem olabileceğini düşünmüyorum".
DANdadaDAN, bundan önceki röportajlarımıza konuk olan Kafabindünya ve Replikas gibi Peyote ailesinin bir parçası ve bundan hayli memnunlar. Türk gruplarından Ayyuka, Grangulez, Fungu ve Rumble Fish'i seviyorlar. İnternet'in müziğin gelişimine sağladığı olanaklara olumlu bakıyorlar fakat MySpace'in de yavaştan bir çöplüğe dönüştüğünü düşünüyorlar. Herkesin denemesinin güzel olduğunu ama bunun da açık bir fazlalığa yol açtığı görüşündeler. Ayrıca müzik dinlemek konusunda enteresan görüşleri de var. Mesela Korhan'a göre insanlar bu kadar fazla müzik dinlememeli ve müzik bu kadar kolay ulaşılabilen bir şey olmamalı. "Müziğin kayıt edilmesi 70–80 senelik bir olay. Çok değil, bundan 100 sene önce insanlar müziği akustik olarak sadece çalındığı yerde dinleyebiliyorlardı. Aklında ne kalıyorsa, o müzik sende ne uyandırdıysa, seni nereden alıp nereye götürdüyse o senin için müzikti. Kayıt yapmak ve onu istediği zaman dinleyebilmek bence insanın çok büyük bir bencilliği. Gidip bir konsere o canlı çalınan enstrümanların titreşiminden aldığın etki hiç bir kayıtta olamaz". Berke'ye göre de müziğin her yerde olması ve her an duyulabilmesi çok sakıncalı. "İnsanlar müzik dinlemeyi bir ritüel haline getirebilirse belki ondan çok daha fazla keyif alabilir. Bir albümü play'e basıp sonuna kadar dinlemeli". MP3'e de katı bir şekilde karşı değiller. Berke'nin sözleri şu şekilde; "Sen aldığın albümü MP3'e çevirip arkadaşına yollayabilirsin ve buna bir şey diyemeyiz. Biz de İnternet’ten müzik indiriyoruz ama bir gün bir dükkânda karşıma çıktığı zaman ben onu alıyorum. Müzik bu kadar erişilebilir olmuşken artık bunu tartışmanın çok da bir önemi yok. O MP3'lerin insanlara ulaşmasını istiyoruz ve bundan korkmuyoruz. Biz o şarkıları insanlar duysun diye yaptık, yoksa evde çalardık".
Grup üyelerine etkilendikleri grupları sorduğumuzda Bant dergisi için hazırladıkları hayatlarını değiştiren 10 albümden bahsediyorlar. Bu albümler arasında Erkan Oğur ve Abdullah İbrahim gibi isimlerle Pearl Jam, Green Day, Toto, Chick Corea gibi isimler var. Ayrıca grubu topluca çok etkileyen bir olay da John Zorn'un Electric Masada projesiyle İstanbul'da verdiği konser. Bunun dışında da Miles Davis, John Surmann ve caz, rock dünyasından ilginç birçok ismi dinlemekteler. Ayrıca grup üyelerinin yan projeleri de var ve zaman zaman onlarla da ilgileniyorlar. Albüm çıkmadan önce Berke ve Feryin Portecho'ya davul ve basla destek veriyordu ama artık zamansızlıktan bunun mümkün olamadığını belirtiyorlar.
İkinci albüm çalışmalarına da zaman kaybetmeden başlamış DANdadaDAN. Yeni albümdeki parçalar tarz olarak ilk albüme benzer. Ama ilk albümleri ile yeni albüm arasındaki farka Burak'ın yorumu şöyle oldu; "İlk albümün rengi turuncu dersek ki çok renkli bir albümdü bu, ikinci albümün rengi daha kahverengi olacak diyebiliriz. Ayrıca daha akılda kalıcı melodiler olacağına inanıyorum. Çaldığımız şeyleri herkes anlayacaktır çünkü koca koca her şeyi çalıyoruz". Daha az lafla daha çok şey anlatan bir albüm olacakmış yeni albüm.
DANdadaDAN yılbaşında Replikas ile birlikte Peyote'de. 3 Ocak'ta ise Studio Live'dalar. Bunlardan önce ise 27 Aralık'ta Dream TV'de Yüxexes programına konuk oluyorlar.
Son olarak ufak notlar; DANdadaDAN Japonya'ya gitmek istiyor. Ayrıca muhabbetlerine doyum olmuyor. Kendilerine yaptıkları işler ve bu yazıya konu olan röportaj için çok teşekkürler.
iştegenç.com.tr'de yayınlanan röportajımızdır.Posted by nóiway 02:26
2 Comments:
-
- serdarcharliebrown said...
21 Aralık, 2006 10:20Bu yorum yazar tarafından silindi.- serdarcharliebrown said...
21 Aralık, 2006 10:20muhabbetleri gerçekten harikaydı. ayrıca prodüktörleri Burak Güngörmüş'e de gösterdiği ilgi nedeniyle çok teşekkürler. bi de eline sağlık gencer. teşekkürler;)