Rock'n'roll'un ve Rodeonun Kralları
25 Nisan, 2006
2002'de çıkan kuşkusuz en güzel ve en özel gruplardan biri kings of leon. Şu an onlar studyoya kapanmış 3. albumle uğraşırkeni onların yokluğunda bir hatırlatayım dedim bu 4 güneyli insanı.
2002 yılında bu adamların tipi büyük ihtimalle pek çoğu gibi molly's chambersla görüldü ilk, ve o zamanlarki strokesmaniayı olumlu bulanlar; kings of leon denilen, 70lerin rock sahnesinden fırlamış (the allman brothers ya da lynyrd skynyrd gibi), aynı strokelar gibi garage rockın en alasını yapan, ve 3 kardeş 1 kuzenden oluşmuş amerikanın güneyindeki nashvilleden çıkma, bu ilginç gruba da hemen atladı. hele rahip babalarıyla arabayla amerikanın güneyini boydan boya gezmeleri ve babalarının alkolik olması şeklindeki ilginç hayat hikayeleri daha da ilgi çekici kıldı kolu. youth and young manhood işte bu çocukların(ki en yaşlısı 23 en genci 16ydı bu album çıktığında) debutsü oluyor. red morning lighttan başlıyor, holy roller novocaine'e kadar tek boş şarkı yok, nonstop eğlence, caleb followilin güneyli aksanıyla söyledği şarkılar, catchy riffler, blues, garage rock şarkıları, old school takılmanın hiç de kötü birşey olmadığını aksine şahane sonuçlar çıkarabileceğini söyleyen bir başyapıt. molly chamber's albumun hiti, ama ondan sonra gelen genius o kadar baştan çıkarıcı ve sevimli bir şarkı ki gerçekten tek bir şarkının öne çıkıp geri planda kalan parçaların olması diye birşey sözkonusu değil. sonsuza kadar dinlenebilir 30küsür dakkikalık bir rock'n'roll güzelliği olarak müzik tarihine geçti.
Gelelim aha shake heartbreak'e...
Kings'in 2. albumu de KOLa karşı sonsuz bir sempati ve sevgi besleyen biri olarak çok beğendiğim bir ikinci album. genelde debutlerinde patlayan grupların girdiği 2. album stresi ve depresyonunu pek yaşamamış gibi görünüyorlar.youth and young manhoodun strokesun is this itiyle birlikte en eğlenceli rifflere ve 70ler rocknroll revivalının en orgazmik anlarını yaşatan parçalara sahip olduğu düşünülürse, iki grubun da ikinci albumde biraz yön değiştirmesi rastlantı değil demekki. the strokes room on fireda eğlence dozajını düşürüp, adam akıllı bir studyoda, daha bir modern tekniklerle kaydetmişti, kol da aynen böyle yapmış lo-filık biraz daha az, ama gene o samimi, güneyli hava aynen duruyor, gerek calebin vokalleri, gerkese şarkıların sözleri soft, taper jean girl gibi ilginç romantik hisleri ve kız arkadaşları anlatan şarkılar, zaten gruptakilerin ilk kız arkadaş deneyimleri de ünlü olduktan sonra başladığı için, etraflarındaki rock'nroll hayatına dair izlenimlerini yansıttıkları sözler de görülüyor, the bucket bunların en belirgin örneklerinden biri. bunun dışında razz, four kicks gibi harika rifflere, keskin sözlere sahip gaz parçalar, day old bluenun hüzünlü sözleri ve akustik gitarla harika bir kol balladı, king of the rodeo kolun en gelişme gösterdiğini kanıtlayan parçalardan biri bence, kol karakteristikleri ve güneyli ruhundan birşey kaybetmeden gitarlara abanmışlar, ve de hala şarkıların uzunluğu ortalama 3 dakika.velvet snow albumun en eğlenceli şarkısı, calebin aksanından ne dediği anlaşılsa eşlik edilcek..ve kapanış re-memonun harika akıcılıkta basları ve güzel sözleri..gene çok iyi yapmışlar, pitchfork dallamalarının ne dediği önemli değil bu albumun notu yüksek.
Posted by ________ 15:41
berrak bir kol fetişisti değildir yanlış anlaşımlmasın!! :P
»
»