anasayfa | blog hakkında | yazarlar



Plans - Death Cab For Cutie


Baştan söylemek istiyorum; DCFC ile Plans albümünden önce yakın bir alakam olmadı bir iki single dışında. Nedense beni pek çekmedi DCFC müziği. Uğraştım aslında sevmek için ama dediğim gibi bir iki güzel şarkının ötesinde sonuç vermedi bu uğraş. Ancak DCFC frontmani Ben Gibbard ile DNTEL in beyni Jimmy Tamborello'nun birleşmesiyle ortaya çıkan süper proje The Postal Service oldukça ilgimi çekmişti. Gerçi Death Cab ile müzikal olarak pek bir benzerliği olmamasına rağmen şarkılardaki duygusal benzerlik DCFC ile The Postal Service'i kardeş konumuna sokuyor. İki grubunda şarkı yazarı koltuğunda Ben Gibbard oturduğu için iki grup arasında ister istemez bir benzerlik oluyor aslında. Ancak naçizhane fikrimi soracak olursanız Ben Gibbard'ın şeker tadındaki kırılgan melodileri ve iç ısıtan lirikleri, Tamborello'nun hiperaktif elektroniğiyle birleşince Death Cab'den çok daha vurucu bir etki yaratıyor bünye üzerinde. Plans, DCFC'nin Postal Service macerasından sonraki ilk albümü, aynı zamanda indie olmayan bir plak şirketinden (Atlantic) çıkan ilk albümü. Bu nedenle DCFC hayranları büyük bir heyecan ve beklentiyle karşıladılar albümü. Tahmin edeceğiniz gibi çoğu bağımsız grup, milyon dolarlık bir anlaşma imzaladıktan sonra ne yazıkki kaliteyi düşürür, çoğalan hayran kitlesi arasında kendini kaybedip sıradanlaşır. Bu nedenle bu dönem DCFC için ve özellikle indie krallarından biri ilan edilen Ben Gibbard için kritik ve stresli bir dönem olsa gerek. Plans'i baştan sona dinledikten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Death Cab sıradanlaşmamak ve "piyasa olmamak" için elinden geleni yapmış. Yani Plans için bir "sell-out" albümü diyemeyiz kesinlikle. Ancak dediğm gibi bu albümdeki şarkıların çoğunu yeni bir Postal Service albümünde görmek eminim hepimizi daha mutlu ederdi. Evet Ben Gibbard başarılı ve gerçekten akıllı bir arkadaş ancak grubun diğer üyeleri için aynı şeyi söyleyemicem. Sanki Gibbard'ın yeteneği üzerine yatıyorlar biraz. Postal Service dinlerken ise iki dehanın sidik yarışına tanık oluyoruz ve bu dinleyene inanılmaz bir haz yaşatıyor. Plans'e geri dönelim. Albümde birkaç şarkı varki aklınızdan aylarca çıkmayabilir, moralinizin bozuk olduğu anlarda hemen aklınıza gelebilir. "Marching Bands of Manhattan", "Soul Meets Body", "Summer Skin", bir Bright Eyes şarkısı gibi tınlayan "I Will Follow You Into The Dark" hemen aklıma gelenler. Geri kalan şarkılar albümün genel akışı içerisinde sırıtmıyor ancak masaya yeni birşey de koymuyorlar ne yazıkki. Bu nedenle ikinci yarısında inişe geçen bir albüm oluyor Plans. Ancak bu karanlık dönemi kolay atlatacaklarını düşünüyorum ve diliyorum. Yeni Postal Service albümünü de 164 gözle beklediğimi belirtmek istiyorum :)

*** (3.6\5)

Posted by HIRT 22:57

0 Comments:

Post a Comment