anasayfa | blog hakkında | yazarlar



9 Meşe Ağacı Dikmek İstermisiniz ?!



Cebimizden tek bir kuruş bile çıkmadan, sadece cep telefonunuza gelecek 20 sms i kabul ederek ülkemizin çöl olmaması için bizlerde bişeyler yapmış olabiliriz.

19 Temmuz 2006 itibariyle toplam 1 milyon 820 bin mesaj gönderilmiş, bu 820 bin meşe tohumu anlamına geliyor. Kampanya da hedef 100 milyon mesaj gönderilmesi ve 45 miyon meşe tohumunun toprakla buluşturulması. Herkesten anlayış ve destek bekliyoruz. (:

Buraya tıklayarak kampanyaya katıalbilirsiniz..

Burdanda kampanya hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz..

Posted by Sarp* 14:43 1 yorum



yine mi dance-rock ?! ..rinôçérôse..



Bundan bi kaç sene önce karşıma çıksalar hiç yoklarmış gibi yapıp devam etmezmiydim diye düşünmekten kendimi alamadım rinôçérôse u ilk dinlediğimde.. Franz Ferdinand'ın patlaması; ardından Muse gibi gayet alternatif ve mainstream olan bi grubun "biz dance-rock yapmak istiyoruz kardeşim alın size do something tadında "super massive black hole" diye karşımıza çıkmasıyla ilerde bizi nelerin beklediğini az çok farketmişsinizdir sizde..

Herneyse, Apple adlı güzide şirket bunu ilk farkedenlerden olmuş "1000 songs in your pocket" listeside yer vermiş ve nerdeyse 10 yıllık bi geçmişi olmasına rağmen dünya çapında pek te nâmı olmayan rinôçérôse un cubicle adlı şarkısını iPod reklamlarında döndürmeye başladı ve bununla beraber Fransız Duo'da altın çağını girdi..

rinôçérôse 1997 de Retrospective adlı albümleriyle çıkış yapan Jean-Philippe Freu ve Patrice "Patou" Carrié gündüzleri psikolog olarak çalışan iki sıradan insan (VH1 ın sitesinde & iTunes Music Store'da daha önceden farklı indie gruplarında çaldıkları da yazılı ama daha ayrıntılı
bilgiye ulaşamadım..).

1998 yılında yayınladıkları EP "Le Mobilier" ve hemen ardında Underworld ile çıktıkları turne sayesinde dans müziği severler tarafından gayet bilinir hale gelmişler. '99 da Installation Sonore; 2002 deki Music Kills Me albümlerinden sonra 2005'te Schizoponia gelmiş ki bence grubun tarzını tam olarak oturttuğu albüm
Schizoponia. Zaten yukarda sözünü ettiğim Cubicle da bu albümden çıkan bi single..

Rüzgarı arkasına alan grup bu ani yükselişlerini değerlendirmek için geçtiğimiz Mayıs ayında kendi adlarını taşıyan ve daha önceki 4 albümün en iyilerini bi araya getiren bi albüm daha yayınladı, bence gruba hızlı bi bakış atmak isteyenler için gayet ideal.. rinôçérôse hakkında söliiceklerim bu kadar dans müziğinden pek hoşlanmayan biri olarakk, dance-rock akımının bi sonra ki hamlesini de gerçekten merak ettiğimi de söylemeden geçemiicemm..



rinôçérôse Myspace
rinôçérôse Offical Web Page

rinôçérôse - Cubicle
rinôçérôse - Bitch

Posted by Sarp* 09:46 1 yorum



ARS LONGA vita brevis


Fatih Akın ‘Köprüyü Geçmek Reloaded’ı çektiğinde değil de Ars Longa'yı hemen tanımak için buyrun..Frekans vol.1'den ilk söyleşimiz vokal ve gitarda Ali Sinan Çulhaoğlu, basta Berat İşçioğlu ve davulda Sonat Karakaş'tan oluşan Ars Longa ile..


Ars longa vita brevis, "sanat uzun, hayat kısa". Neden ars longa diye sormayacağım ama neden sadece "ars longa" ?
Ars Longa Vita Brevis bir grup için en az Pretty Girls Make Graves kadar sıkıcı bir isim olurdu. Zaten bizi ilgilendiren de hayatın kısalığı değil sanatın uzunluğu. Bu sebeple sadece Ars Longa.

Ars Longa neler yaptı, neler yapacak?
Ars Longa, sitesinde (www.arslongamusic.com) paylaştığı üç şarkısının kaydı dışında Frekans’ın toplama albümü için Yarın Yarın’ı özel olarak kaydetti. Herhalde sonbaharın gelişiye birlikte grupların kendi bestelerini çalmasını destekleyen mekanlarda çalmaya başlayacaktır.

“Grupların kendi bestelerini çalmasını destekleyen mekanlar". Bu sözü biraz açsak?
Beste grubu/cover grubu ikileminde vaaz verecek değiliz elbet, herkes neyin doğru ama nerede para olduğunu ve Enjoy The Silence’ı 650. defa dinlemek istiyorsa nereye gitmesi gerektiğini iyi biliyor. Bizim şarkılarımızı dinlemek isteyen de nerelerde çıkacağımızı az çok tahmin edebiliyordur.

Bir Ars Longa parçasından bir önce ve bir sonra neler dinlemeli?
Şarkıya göre değişebilir. Örneğin toplama albümde Clique, Ars Longa ve DDR şeklinde devam eden 15 dakika kulağa harika geliyor. Aslında msn’de chat yaparken dinlenmedikçe bir Ars Longa şarkısı pek çok farklı türde şarkıya uyum sağlayabilir, özellikle Zaman Beni Alsın uslu çocuktur, Cannibal Corpse ve Alexander Borodin’in arasında bile gıkını çıkarmaz.

İstanbul şehri herhangi başka bir şehirden farklı neler katar bir gruba, size neler kattı?
İstanbul’un kokusu şarkıların rifflerine ve liriklerine mutlaka yansımıştır. Bir insanın görebileceği her tür insan ve her tür yaşam biçimi var bu şehirde. Sınırları olmayan ve insanın bilincini temizleyebilen bir şehir burası.

Ama dünya ne zaman farkına varacak İstanbul’un tınılarının?
Fatih Akın ‘Köprüyü Geçmek Reloaded’ı çektiğinde. Açıkçası dünya bizi hiç bilmese de çok dert etmeyiz. İstanbul ve tınıları dünyanın farkındalığı olmadan da yeterince güzeller bizim için.

Bir soru da siz bizlere sorsanız? Cevabı da soruda olsa?
Ars Longa olarak Frekans Vol 1 albümünde en beğendiğiniz grubun kim olduğunu çok merak ediyoruz.

Soruları soran bizler olduğumuzdan asıl sizin en beğendiklerinizi sormaya hakkımız var. Sizce neler?
Kendi adımıza albümün sürprizinin Sepia’nın Sessiz Güneş’i olduğunu söyleyebiliriz.

Peki soruyu büyütsek, kimler, hangi albümler vazgeçilmezleriniz olmuştur?
Çocukluğunu 90’ların ilk yarısında yaşamış rock müzisyenleri olarak Metallica’yla olan gönül bağımız kolay kolay kopmayacaktır. Daha sonra tanıdığımız Nirvana, Oasis, Radiohead, Jeff Buckley, RHCP, The Verve, NIN, Smashing Pumpkins, Smiths ve elbette Beatles, Led Zeppelin, Pink Floyd gibi tekvin ediciler de her zaman kulağımızdalar.

Ars Longa'ya bu güzel söyleşi için çok teşekkürler..

www.arslongamusic.com (ufak bi süre kapalı)
www.myspace.com/arslongamusic
e-mail: info@arslongamusic.com

Posted by nóiway 20:58 1 yorum



Pete Doherty'den Bıkmayanlara...


Nihayet, 'nolucak bu Pete Doherty'nin hali?' adlı mevzuuya bir koz daha. Babyshamles. Carl Barat, Libertines derken; kendi kanıyla yaptığı söylenen 1. sınıf(gördüyseniz anlarsınız hangi anlamda 1. sınıf olduğunu) resimlerden tutun yazılarına dek pek çok çeşniden söz edilirken olan oldu, tamamen bağımsız bir solo albüm geliyor(muş)
(hadi canım Kate Moss vardır ama). Şimdilik 'The Implant Sessions' adını taşıyan akustik ağırlıklı, Doherty'nin rehabilitasyon maceralarına pas attığı söylenen albümün bu yıl çıkması öngörülüyor. Bunun yanı sıra Pete'in çeşitli makaleleri ve günlüklerinin derlenmesiyle otaya çıkacak derleme gelecek Mart ayında bizlerle buluşacakmış(?-Türkiye'de basılır mı-ne zaman vs vs.). Ayrıca Doherty'nin pek sevdiği Oscar Wilde'ın son zamanlarında yaptığı gibi küçük bir kır evine yerleşmek istemesi de aklımıza başka şeyler de getirmiyor değil hani.
Yine de Pete Doherty bu belli mi olur, bakarsınız hepsi fos çıkar.

Posted by !emona!d 14:03 2 yorum



İstanbul atakta! Frekans vol.1


Bu blogda bugüne kadar paylaşılan gruplar, parçalar genellikle yabancı kökenli olmuştur..İlla ki İngilizce söz duymak istiyoruz diye değil ama bi şekilde Türkiye'de müzik genel akımların çok da dışına çıkamıyor olmasındandır..Ama sanırım artık bazı şeyler değişiyor ve biz bunları görmekten büyük zevk alıyoruz..Ülkede, özellikle İstanbulda akışa ters yönde yüzen ve içlerinden gelen müziği bize sunan birçok grup var ve bu grupları bir çatı altında toplayıp bize sunan, İstanbul indie sahnesine dönmemizi sağlayan bir albüm; Frekans vol.1

Kadıköy Frekans Müzik önderliğinde toplaşan değerli İstanbul grupları şarkılarıyla harikulade bir albüm oluşturmuş ve biz bu albümü onlardan edinip burada bahsederek ayrıca bu gruplarla tek tek söyleşerek hem onları tanıyor hem de onlarla bi anlamda barışıyoruz..


Albümü edinmek için bize başvurabilirsiniz..biz size yol göstereceğizdir seve seve..

Posted by nóiway 00:03 6 yorum



LIBS.REUNION.EVET.

Libertines Reunion
















Pete Doherty ve Carl Barat Londra'da biraraya gelerek birleşme sinyalleri verdi. (18 Temmuz)

Eski Libertenler Camden'daki Dublin Castle isimli pubda buluşup muhabbet ettiler.(oha) Sonra da los angeleslı tenderbox grubunun elemanlarıyla takılmışlar. ki onların adadaki ilk konserleri olmuş bu pubda.

İkisi birlikte geçen sene Highgate teki Boogaloo Bar da verdikleri libs reunion konserinden sonra ilk defa biraraya geldiler!

OHA DEMEK İSTİYORUM SADECE UMARIM UMARIM UMARIM BU HABER DOĞRUDUR VE DE SON YILLARIN EN IYI GRUBU LIBERTINES TEKRAR BIRLEŞIR VE BUTUN SAÇMALIKLARI KATEI SHAMBLESI UYUŞTURUCULARI VE DE TABLOIDI BIRAKIP ESKISI GİBİ MUHTEŞEM ŞARKILAR YAPMAYA DEVAM EDERLER! FINGERS CROSSED!

the sun'dan resim

Posted by ________ 23:20 14 yorum



The Go! Team

Her ne kadar bundan iki sene önce çıkmış olsa da yazın bu zamanlarında iyi geleceğini düşündüğüm grup The Go! Team ve albümleri Thunder, Lightning, Strike.

Dinlendiği zaman hissedilen en büyük şey enerji. Peki nedir bu enerjinin bileşimi? Ian Parton isimli İngiliz elemanın kendi başına 4 kanallı kayıtçısıyla oynarken değişik şeyleri bir araya getirmesi ve bu esnada bir kaç kişiyi daha yanına alarak şovlara çıkmasıyla işler bir anda ciddiye biniyor ve The Go! Team oluşturulmuş oluyor.

Müziklerinin temelini oluşturan şey Parton'un oradan buradan bulduğu samplelar. Bunlar yüzünden başının belaya girmesi söz konusu çünkü kanuna göre her ne kadar tanınamaz olsa da başka bir yerden alınan parçalar için telif hakkı ödenmesi şart. Ama sampleların hepsi için telif hakkı vermesi mümkün değil. Ladyflash'te 20'ye yakın sample kullandığı düşünülecek olursa zaten bunun imkansız olduğu anlaşılıyor.

Müziklerinde göze çarpan en temel unsurlar 80'lerin polisiye dizi müziklerinden alınan samplelar, bayan vokalist Ninja'nın oldschool hiphop vokalleri, en has indie rock gruplarını kıskandıracak gitarlar, iki davulcu ve onlarca sample daha. The Power Is On, Ladyflash, Panter Dash benim favorilerim. http://www.myspace.com/thegoteam adresinden bir kaç tanesine ulaşabilirsiniz. Bunlar gibi gaz şarkıların yanında Feelgood By Numbers, Get It Together, Bottle Rocket ve Friendship Update gibi daha sakin ama her yanından mutluluk fışkıran şarkılar da mevcut.

Posted by Unknown 17:13 0 yorum



Mind the Gap Party!


15 Temmuz Cumartesi günü Taksim'in gizli hazinesi British Pub isimli barda düzenlenecek olan partide hem mekan gereği hemde partinin içeriği sayesinde kendinizi Manchester'da yahut Londra'da hissediceksiniz.Gecenin görselleri film ve konser gösterimleri olacak.Büyük sürpriz ise çok uzun bir aradan sonra A Fall For Stella 'nın İstanbul'da sahne alacak olması.

Yaklaşık 2 saatlik bir performansla ve yeni kadroları ile sizinle birlikte olacaklar.Brit-pop/rock , post - punk ve indie türündeki haraketli playlistleri ile geceyi daha eğlenceli hale getirecekler. {Joy Division*The Strokes*Interpol*Arctic Monkeys*Bloc Party vs.} Giriş ücretinin 5 Ytl olduğu bu şık partiye hepinizi bekleriz.

Biz de the modern way olarak öneririz..

Posted by nóiway 16:12 0 yorum



RadarLive'dan Akılda Kalanlar


ms. john soda'yla seviyeli bir birliktelik, geceye yavaşça ısınma..crazy p nasıl ki demeye kalmadan sahnede beliren bir karizmatik lady! "danielle" bağrışmaları.. crazy p'yle ortamın iyice güzelleşmesi ve dansa giriş..danielle sahnede, biz karşısında eğlenceli dakikalar..bayandan ufak bir hatırlatma "az sonra paddingtons burda ve ortalığı yıkacaklar!"..vee tom gelir, the paddingtons sahnede belirir..electronica danstan punk sallanmasına geçiş.. zibidi gençlik sahnede ve sarhoş, uçuk..önce josh'tan sonra tom'dan bizlere ufak (veya kocaman) bir sürpriz..tom ortama ısınmıştır..atlar gelir..tom'a kucan açan bizler, misafirperverliği görünce iyice aramıza dalan tom..bi ara maymun josh'a sahnenin yetmemesi ve sahne direklerine tırmanması..ortalığa vurula vurula yamulan mikrofon ayaklığının + tom'un üzerine türkçe hatırlatmalar yazdığı bardağın + bir adet havlunun sahneden bize fırlatılması..bir molly's lips cover'ı ve sahneye veda..tom'la josh'u kuliste yakalayan bizler ve sohbetler..josh'a "themodernway.blogspot.com" dedirtmek! ardından son bir "happy birthday gencaa!" ve dreadzone'a bir bakış..sallana sallana "ücret OUT kalite IN" festivalden ve mükemmel bir geceden ayrılış..
biz o gece orda sarp, berk, gözde, gencer ve nur'duk..aramızda göremediklerimize de çok üzüldük..seneye radarlive'da görüşmek üzere..dinamo.fm'e sonsuz teşekkürler..

tadı damağımızda kalan festivalden themodernway'in yakaladığı kareler bu albümde !tıktıktık!

Posted by nóiway 23:35 5 yorum



KASABİAN ve Rock'n Coke


Rock'n Coke' u her fırsatta sevmediğimi söylüyorum.Ama tilki organizasyon bizler için bir grubu getiriyor.Evet Kasabian Rock'n Coke'a geliyor.Bir de Sisters Of Mercy yeni açıklananlar arasında.Valla gidecekler için bence en önemli grup Kasabian olmalıdır.Nedenini blog sakinleri iyi bilir.2004 çıkışlı kendi adlarını taşıyan albümleri çıktığı yılın bence en anlamlı albümüdür.İçinde aşk parçası olmayan Oasis'in bile bizden sonra en büyük Kasabian dediği(Bu ne kadar doğru tartışılır) ve dedirttiği albümleri sitelerinde ki ve Hyper Machine de dolaşan "Heroes" adlı parçaları bulundukları konumu ve müzikal mantığı koruyacağa benziyor.Ama Rock'n Coke'u Kasabian bile kurtaramaz o ayrı...
Not:Bende Kasabian ile ilgili uzun zamandır bir yazı yazmak istiyordum ama nasip olmadı.Umarım onlar gelmeden ya ben ya da blogdan her hangi bir arkadaş iyi bir yazı hazırlar.

Posted by Şehirli Derviş 18:57 4 yorum



The Paddingtons - Target

The Paddingtons'ın ilk defa Istanbul'da çaldıkları "Target" işte burda .. ve sanırım heryerden önce .. (:



eğer izleyemeyenler varsa buda youtube' e direk link.


mp3:
The Paddingtons - Target (Live in Istanbul)

Posted by Sarp* 16:12 0 yorum



Radarlive'a Giderken


cumartesi günkü ücret-dışı festivalimiz radarlive'a bi' kala, festivalde dinlenecek gruplara kısa bi bakış..

festivalin büyük bombası ingiliz the paddingtons hakkında daha önce de bir yazımız olmuştu..hemen bakıyorum ki işte bu..pete doherty'nin sıkı adamları the paddingtons [ pete ile pariste bir konser sonrası sarhoş hallerini izlemek ilginizi çeker mi? hatta kate moss'u bile göreceksiniz desem? ] , punk + rock n roll ama nihayetinde bir brit rock grubu..
thepaddingtons.net

bir başka büyük isim de alman ms. john soda.."hands" şarkıları lezzetli..
msjohnsoda.com
ms. john soda @ myspace

dreadzone çok çok ilginç bir şekilde dub+reggae+dance+folk karışımı bir ingiliz! grubu..ben "captain dread" 'lerine takıldım kaldım..duyacağımıza sevinmemiz gereken müzikler..
dreadzone.com
dreadzone @ myspace

ingiltere'den bir başka isim crazy p [ aslen crazy penis, kimi kandırıyorsunuz? ] .."there's a better place" the chocolate factory filminde yer alan parçaları..ama asıl güzellikleri "3 play it cool"..berbat bir websiteleri var sakın göz atmayın!
crazyp.co.uk

festivale katılacak türk rockçılar anima ve hayko cepkin de "sıradanlardan sıyrılanlardan".. izlenesiler! ayrıca homegrown soundsystem ve da frogg da istanbul'dan ve heyecanla bekleniyorlar..

radarlive'da görüşmek üzere..

Posted by nóiway 17:18 1 yorum



FABCHANNEL

Paradiso ve Melweg Amsterdam festivallerinden 400'ün üzerinde konser, performans videosu..İnternetteki en kaliteli konser arşivlerinden..Editors, The Arcade Fire, Bright Eyes, DFA 1979 gibi grupların videoları da izlenebilir..

fabchannel.com

Posted by nóiway 13:57 0 yorum



"The Robocop Kraus" Olduklarını Sanıyorum!


1998'de Almanya Nürnberg'de kurulmuş ve her albümde gelişen, benim onları yakaladığım "They Think They Are The Robocop Kraus" adlı son albümlerindeki tadı daha da lezzetli bir beşli..
Thomas Lang vokalde, gitarlarda Matthias Wendl gitarlarda Tobias Helmlinger bas gitarda Markus Steckert orgda/klavyede Hans Christian Fuss davulda
...The Robocop Kraus

Burada video ve mp3 var..Buradan da All The Good Men'i dinleyebilirsiniz ayrıca bişiler de öğrenebilirsiniz grupla ilgili..Eski EP/LP 'lerden bişiler dinlemek isterseniz de bu sayfa işinizi görecektir..

The Robocop Kraus - You Don't Have To Shout
The Robocop Kraus - After Laughter Comes Tears

R°B°C°P KRAUS
The Robocop Kraus @ MySpace

Posted by nóiway 16:03 2 yorum